Sağlık

Bebeklik ve çocukluk döneminde dış ortamın aşırı sıcak oluşu, vücuttan su kaybının fazlalığı, yeterli sıvı alımı olmayışı, vücuda giren mikroorganizmalar gibi değişik nedenlerle ateş yükselebilir. Özellikle yeni doğanlarda ve prematüre bebeklerde beyinde ısı düzenleme merkezi henüz tam yeterli çalışmadığı için vücut ısısının düşmesi ya da yükselmesi görülebilir. Virüs yada bakteri türü mikro organizmalarla oluşan enfeksiyon hastalıklarında vücudun mikroplara karşı savunması olarak ateş yükselir. Bu yükselme vücudun direnç sistemine bağlı olarak bir dizi olayla gerçekleşir. Vücuda giren mikropların, bu ısı değişimi ile ortadan kaldırılması amaçlanır. Çocuklarda normal vücut sıcaklığı 36 – 37,5 C arasıdır.

Günün değişik zamanlarında, dış çevre ısısı fazla ise daha yüksek olabilir. Bebeklerde makattan (rektal), daha büyük çocuklarda koltuk altından ateş ölçülmesi daha doğru olur. Koltuk altına oranla makattan ateş ölçümü 0,5 – 1 C daha yüksek bulunur. Makattan ateş ölçümünde bebek yan yatırılır, kalçalar birbirinden ayrılmaya çalışılır, dışkılama deliğine tercihen cıvalı derece 2 – 2,5 cm kadar sokulur. Kalçalar birbirine yaklaştırılarak sıkıca en az 1 dakika tutulur. Gerekirse bir başka kişinin yardımı istenebilir. Koltuk altı ısı ölçümünde ise önce terleme varsa kurulanır, cıvalı kısımdan derece koltuk altına yerleştirilir, çocuğun tercihen kucakta tutularak yaklaşık 3 dakika kapalı koltuk altında beklenir. Bu arada çocukla konuşarak şarkı söyleyerek oyalamak uygundur. Cıvalı dereceler, elle öne – arkaya ufak hareketler ile cıva sütununun derece içinde yükseldiği yer görülmeye çalışılır. Koltuk altı 37,5 , makattan 38 C derece üstünü yüksek ateş denebilir. Cıvalı yanı sıra pille çalışan digital (sayısal) termometreler ile alınan konan şerit ısı ölçerler de kullanılabilir. Her iki ölçümde 37,5 C ateş yüksekliği olarak değerlendirilir. Ancak en güvenilir olanı cıvalı ısı ölçerlerdir. Öte yandan annenin, bebeğinin alnına yanağı yada dudağı ile dokunarak ateş kuşkusu olup olmadığını hissetmesi doğaldır.

Annenin elleri ile, bebeğin el – ayaklarından ateşin yüksekliği belirlenemez. Unutulmaması gereken nokta ateşin pek çok hastalıkta ortaya çıkmasına karşın, özelliklerde bebeklerde ateş olmaksızın çok ciddi hastalıkların olabileceğidir. Öncelikle çocuğun giysileri çıkartılmalıdır. Dış çevre ısısı yada çocuğun fazla hareketine bağlı ateş yükselmesi olabileceği düşüncesi ile 20 – 30 dakika sonra tekrar ölçüm yinelenmelidir. Bu arada ateş 38,5 üstünde ise ağızdan (bebeklere, özellikle de kusmada varsa makattan) fitil olarak ateş düşürücü ilaç verilir. (Parasetamol) Hekimi ile görüşülür, gerekirse kontrolü yapılır. Ateş 39 C ve üstünde ise bunların ötesinde ılık suya batırılmış ince havlu, bez, sünger ile bebeğin altı, büyük damarların geçtiği, doyun, koltuk altı ve kasıklar başta olmak üzere silinir, kompres yapılır. Isındıkça yeniden ılık su ile ıslatılarak işlem yinelenir. Ilık su ile banyoda yararlı olur. Çok soğuk su, alkol kullanılması damarlarda büzülmeye yol açacağından ısı kaybı düşünülenin aksine daha yavaş olur. 20 – 30 dakika bu işlemi sürdürerek, ateş 38,5 C lere düştüğünde kesin kurulayarak yine ince bir giydirin üstünü kalın örtmeyin. Özellikle ateşin yükselmesi döneminde titreyen bebeğin kalın giydirilmesi ve sarılması çok büyük hata olup ateşin daha hızla yükselmesine yol açar.

Bu uygulamaları yaparken evde var olan yada bir şekilde öğrenilmiş olan bir antibiyotiğin (mikrop öldürücü hemen kullanılması, tabloyu değiştirebileceği gibi çoğu kez ilaç) gereksiz bir kullanımı, direnç olması gibi pek çok soruna da yol açabilir. Bazı çocuklarda, bebeklik ve erken çocukluk döneminde (genellikle ilk 4 yaş içinde) ateşli dönemde febril konvülziyon denen bayılma bilincin kaybolması, gözlerin kayması, vücütta, kol ve bacaklarda kasılmalar ile giden nöbetler olabilir. Aile yönünden panik yaratan bir olay olmakla birlikte hemen yukarıdaki işlemleri yapma, çocuğu yere yatırıp kusabileceğini göz önünde tutarak başını yana çevirme ve hekimi ile görüşmedir. Ateşli dönemde tekrarlama olasılığına nedeni ile henüz ateş başlangıcında sözü edilen tüm önlemlerin alınması uygundur. Nadir olmakla birlikte gerekirse hekim bazı teknikler yaparak bir kaç yıl sürekli kullanılacak ilaçlar önerebilir.

Bir Yorum Bırakın