HAÇLI SEFERLERİ (1096-1270)
Haçlı Seferleri; Avrupa Hıristiyan devletlerinin, Kudüs ve kutsal yerleri Müslümanların elinden almak için giriştikleri seferlerdir (11.-13. yüzyıl).
Haçlı Seferleri, İslâmlık-Hristiyanlık çekişmesinin, askerlik alanındaki en büyük mücadelesidir. Nedenlerinin biri, Türklerin Malazgirt Savaşı‘nda kazandığı zaferden sonra, Marmara ve Ege kıyılarına kadar Anadolu’yu ellerine geçirmeleridir, ikinci neden, o dönemde İslâm devletlerinin gelişmişliği ve zenginliği karşısında Avrupa’ nın içinde bulunduğu yokluk ve yoksulluk sayılabilir. Avrupa’da kent yaşamında gözlenen yoksulluk ve düşkünlüğün hükümdar saraylarında bile yaşanması, halkı ve özellikle şövalyeleri, Doğu’nun göz kamaştırıcı zenginliği için kışkırtmasının yanı sıra yaşanan dinsel bağnazlık da kutsal yerlerin kurtarılması açısından etkileyici oldu. Papa II.Urbanus birbirlerini boğazlayan Hristiyan devlet ve derebeylerini bir birlik altına toplamayı başardı. Kutsal Kudüs’ü, dinsiz Türklerin elinden almak için büyük bir çaba gösterdi. Pierre l’Ermite adlı yoksul bir Fransız keşişi, bu propagandası ile çevresine 50 binden fazla Fransız toplamayı başardıktan sonra, Fransa’dan ayrıldı. Almanya’da da bir o kadar bilgisiz ve başıbozuk takımı kendisine katıldı. Macaristan ve Balkanlar’dan geçerken daha da kalabalıklaşan bu ilk Haçlı Ordusu, Bizans’ın yardımıyla Yalova’da Anadolu’ya ayak bastı. Anadolu’dan Kudüs’e doğru yola çıktıklarında önlerine çıkanı, din ayrılığı aramaksızın öldürmeye başladılar. Haçlı seferlerinin ilk dalgası olan bu bilinçsiz hareket, Anadolu’nun ortalarında Selçuklularca ortadan kaldırıldıysa da Avrupa’da büyük bir ordunun hazırlanmasında coşku yarattı.
Birinci Haçlı Seferi (1096-1099).
İlk Haçlı dalgasının Anadolu ortalarında erimesi, Avrupa Hristiyanlarını daha düzenli biçimde hazırlığa yöneltti. Kontlar ve dükalarla hükümdarlar, bu kutsal seferi hazırlamaya giriştiler. Düzenli birlikler halinde yola çıkan Haçlılar (Ehl-Salip), ikinci kez 600 bin kişilik bir güç olarak Bizans’a ulaştılar. Godefroy de Bouillon’un komutasındaki Haçlı Ordusu 1097’de, Selçukluların başkenti İznik’i ele geçirdi. Kent Bizans’a bırakıldı. 30 Haziran 1097 günü, Eskişehir önlerinde, Selçuklu Ordusu ile Haçlılar çetin bir savaşa giriştiler. Haçlılarla Selçuklu Türkleri arasında, hemen her yerde çetin gerilla savaşları sürdü. Günden güne azalarak Toraslara ulaşan Haçlılar, Antakya’yı kuşattıklarında 100 bin kişi kadar kaldılar. Böylece, Kılıç Arslan güçlerince Anadolu’da yarım milyon haçlı askeri kılıçtan geçirilmiş oluyordu. 21 Ekim 1097 günü kuşatılan Antakya, Haçlılara yedi ay dayandı. Kalede bulunan, Hristiyanların yardımıyla Haçlılar, 2 Haziran 1098’de Antakya’yı ele geçirip Kudüs üzerine yürüdüler. Kudüs önlerine geldiklerinde sayıları 40 bine düştü. Kenti ele geçiren Haçlılar, Müslüman ve Hristiyan, 70 bin kişiyi kılıçtan geçirdiler ve bir Latin Krallığı kurdular.
İkinci Haçlı Seferi (1147-1149)
Alman İmparatoru III. Konrad ile Fransa Kralı VII. Louis’in önderliğinde yapılan bu seferde, 75 bin kişilik bir Haçlı Ordusu’nu Anadolu Selçuklu sultanının oğlu I. Mesut yenilgiye uğrattı. Alman Kralı 5 bin kadar askeriyle canım zor kurtardı. Fransa Kralı, 150 bin kişilik ordusunu Alman döküntü kuvvetleriyle birleştirerek Anadolu içlerine ilerlemeye başladı. Sultan Mesut’un Toroslara doğru çektiği bu kuvvetler, büyük kayıplar verdikten sonra, Antakya ve Şam’a kadar ilerledilerse de, burada püskürtülünce geri dönmek zorunda kaldılar.
Üçüncü Haçlı Seferi (1189-1192)
1187’de Salahattin Eyyubi’nin Kudüs’ü geri alması üzerine yapıldı. Bu sefere Alman İmparatoru Friedrich Barbarossa, İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişard ve Fransa Kralı Philippe-August gibi ünlü krallar katıldılar. Barbarossa, Çanakkale’den Anadolu’ya geçerek Selçuklu topraklarına girdi. 200 bin (ya da 600 bin) kişilik Alman Ordusu’ na gerilla savaşıyla karşı koyan II. Kılıç Arslan, akınlar ve gece baskınlarıyla Alman Ordusu’nu bunalttı. Uluborlu’dan Akşehir’e ancak bir ayda gelebilen Barbarossa, Konya yakınlarında, Selçuklu Ordusu’ndan zorlukla kurtulabildi. Toroslara ilerlediyse de Silifke yakınlarında ırmağı geçerken boğulan imparatorun ordusu dağıldı. Bozgun içinde Suriye ve Filistin’e ulaşabildiler. İngiltere ve Fransa kralları ise deniz yoluyla Filistin’e geldilerse de, hiçbir sonuç alamadan döndüler.
Dördüncü Haçlı Seferi (1202-1204)
Alman İmparatoru Heinrich’in düzenlediği bu sefere, Venedik Cumhuriyeti de deniz gücüyle katıldı. Bizans’a gelince kente giren Haçlılar, buradaki zenginlik karşısında şaşırdılar ve İstanbul’a el koydular. İstanbul baştan başa yağma edildi, yıkıldı. Bütün zenginliklerine el konuldu. İstanbul başkent olmak üzere bir Latin İmparatorluğu (1204-1261) kuruldu.
Beşinci Haçlı Seferi (1217-1221)
Macar Kralı II. Andras’ın yönetiminde, yapılan bu seferde, Kahire önlerine kadar gelen Haçlılar, Eyyubiler tarafından büyük bir bozguna uğratıldılar.
Altıncı Haçlı Seferi (1228-1229)
Alman Kralı III. Friedrich tarafından düzenlendi. Önemli bir olay olmadıysa da barışla Kudüs Hristiyanlara bırakıldı.
Yedinci Haçlı Seferi (1248-1254)
Kudüs’ün Türkler tarafından geri alınmasına tepki olarak yapılan bu sefere, Fransa Kralı Saint Louis’in kardeşleri öncülük ettiler. Haçlılar deniz yolundan Mısır’a çıktılarsa da Mansure’deki savaşta büyük yenilgiye uğradılar, bozuldular.
Sekizinci Haçlı Seferi (1270)
Müslümanlara batıda darbe vurmak isteyen Fransa, 1270’te Tunus’a çıkarma yaptıysa da kenti kuşattığı sırada Fransa Kralı Saint-Louis öldü. Böylece sefer sonuçsuz kaldı.
Haçlı Seferleri, birçok yönden önemli sonuçlar doğuran bir olaylar zinciridir. Bu savaşlar sonunda, Avrupa Hristiyanlığı, dünyayı daha değişik bir biçimde görmeyi öğrendi. Avrupa’nın iç yapısında önemli değişiklikler oldu. Küçük beylikler ve derebeylikler ortadan kalktı; güç kralların elinde toplandı. Doğunun önemli ticaret merkezlerini tanıma fırsatı bulan Avrupalılar, yoğun bir ticarete giriştiler. Kültürel yönde de büyük değişiklikler oluştu. Avrupa, İslâm uygarlığını yakından tanıma fırsatı buldu.
Haçlı Seferleri’nin Nedenleri :
*Hristiyanların Kudüs, Antakya ve İznik vilayetlerini geri almak istemesidir.
*İslamiyet’in yayılışını engellemektedir.
*Papa’nın savaş çağrısına cennet vaadi karşılığında uymaktır.
*Selçuklar, Bizans için tehdit oluşturmuştur.
*Papa’nın etki alanını genişletmek istemesidir.
*Hristiyanların sahip oldukları toprakları genişletmek istemesidir.
*Ortadoğu üzerinde Hristiyan devletler kurma düşüncesidir.
*Avrupa’nın giderek fakirleşmesidir.
*İslam’ın Avrupa karşısında güçlenmesidir.
*Ticaret yollarını ele geçirme düşüncesidir.
Haçlı Seferleri’nin Sonuçları :
*Kiliseye ve din adamlarına olan güven sarsılmıştır.
*Kilise ve Papa güç kaybetmiştir ve zayıflamıştır.
*Derebeylikler güç kaybetmiştir, merkezi krallıklar güçlenmiştir.
*Anadolu’daki Türklerin ilerleyişi durmuştur.
*Anadolu Selçuklar ve Eyyubiler devletleri etrafında toplanılmıştır.
*Bizans zaman kazanmıştır.
*Doğu ve Batı blokları arasındaki ticaret gelişmiştir.
*Akdeniz kıyılarındaki limanların önemi artmıştır.
*Anadolu ve Suriye, Filistin toprakları zarar görmüştür.
*Avrupa, İslam’ı yakından tanımıştır.
*Avrupa’ya barut, pusula, kağıt ve matbaa teknik olarak taşınmıştır.
*Avrupa uygarlığının temelleri atılmaya başlanmıştır.