Eğitim

Kekemelik genellikle 3-5 yaşlar arasında başlar. Belli bir dönem düzgün konuşan çocuk yavaş yavaş ya da birden bire tutulabilir. Önceleri belli sözlerle, daha sonra her sözcükte takılmaya başlar. Sesleri istediği gibi çıkaramayınca sıkılır, el, kol ve baş hareketleri ile konuşmaya çalışır. Kekemeliğin nedenleri ile ilgili yapılan araştırmalarda gırtlak, ses telleri, ağız veya dil gibi konuşma ile ilgili organlarda hiçbir bozukluğa rastlanmaması bu rahatsızlığın psikolojik olduğunu gösteriyor. Uzun süre akıcı konuşan bir kişi belli bir gerginlik ve heyecana bağlı olarak, yeniden tutuk konuşmaya başlayabiliyor.

Kekemelik genellikle erkek çocuklarda daha fazla görülüyor. Erkek ve kız çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar, erkeklerin kızlara nazaran dört – beş kat daha fazla oranda konuşma bozukluğu ve kekemelik problemi ile karşı karşıya kaldıkları gösteriyor. Kimi araştırmacılar kekemeliğin ateşli hastalıkları izlediğini dikkat çekiyorlar.

Aile bireylerinde kekemelik varsa, çocukta da görülme olasılığı artar. Kekeme çocukların ebeveynlerinin aşırı titiz ve kuralcı olduğu gözlenmiş. Bu tip ana-babaların, çocuklarından beklentileri çok fazla olduğu da yapılan tesbitler arasında. Bu aileler çocuğu sürekli denetim altında tutarken bir yandan da bir takım hatalarını düzeltmek üzere konuşmasına sürekli müdahale ederler. Çocuktan yaşının üstünde düzen ve sorumluluk beklerler. Böyle bir ortamda çocuk neyi söyleyip neyi söyleyemeyeceğini tam olarak belirleyemediğinden çelişkili eğilimler arasında kalıp duraksar. Kekemelik çocuktaki bu duraksamanın ve iç çatışmanın dile yansımasıdır. Kekemeliğin ortaya çıkmasının diğer bir nedeni, belirgin, korkutucu bir olayın yaşanmış olması. Çoğu beş yaşından küçük olan bu çocukların diğer çocuklara nazaran daha korkak yapıya sahip olduklarını ve anne-baba tarafından belirli kişilere ve olaylara karşı korkutulmaları çocukta gerginlik yaratıp konuşma bozukluğu meydana getiriyor. Çocukların bir kısmı yalnız okulda ya da büyüklerin yanında kekeler. Bunun nedeni çocuğun gergin ve tedirgin olmasından kaynaklarnır. Kekemelerin hepsi hipnoz gibi telkin edici teknikler altında düzelebilir fakat bu düzelme geçicidir. Kekemelik genellikle yavaş başlar. Eğer, erken tedaviye başlanmazsa ilerleyebilir. Okuma sırasında, hayvanlarla konuşurken kaybolabilir.

Kekemelik dört bölümde incelenebilir :
Okul öncesi : Genellikle heyecan ya da üzültü ile kekemelik artar. Bu dönemde, kekemeliğin düzelme olasılığı en fazladır.
İlk Okul dönemi : Kekemelik süregenleşmiştir. Eğer, konuşma çok bozulmuşsa okul hayatını ve başarısını olumsuz yönde etkiler.
Erken Ergenlik Dönemi :Özellikle toplum içinde konuşurken, sınıfta, yabancı kişilerin yanında kekemelik artar. Özellikle bazı kelimelerde şiddeti artar.
Geç Ergenlik Dönemi : Yabancı, heyecan yaratan ortamlardan kaçınma artar. Okul, iş hayatı olumsuz yönde etkilenir.

Konuşmasındaki aksaklık çocuğun toplumsal uyumunu aksatır. Çocuk alay konusu olduğundan konuşmaktan çekinir. Çocukta çekingenlik, güvensizlik, utangaçlık gibi ek belirtiler gelişir.Kekemeliği nedeni ile korkak, çekingen, güvensiz olan ve baskılı yetiştirilen çocukların bu rahatsızlığı okul başarılarını ve arkadaş ilişkilierini önemli ölçüde etkiler. Bazı durumlarda, çocuğun belli belirsiz bir kekemeliği, bundan daha baskın ruhsal ve toplumsal uyumsuzluğu olabilir. Bu durumda çocuğun ruhsal sorunlarını kekemeliğinden önce ele almak gerekir. Kekemeliklerin çoğu geçicidir. 2-3 yaşları arasında beliren kekemeliklerin büyük bir çoğunluğu kısa sürede düzelebilirler. Ancak ağır kekemeliklerde iyileşme oranı %50 dolayında kalmaktadır. Hangi kekemeliğin, ne kadar sürede geçeceğini önceden kestirmek oldukça güçtür. Kekemelik başlar başlamaz bir pedagoga danışılmasında fayda vardır. Çocuğun ruhsal sorunlarının tümden incelenmesi, ana-babanın tuıtumlarının gözden geçirilmesi, kekemeliğin yer etmeden geçmesini sağlayabilir.

Öncelikle çocuk değerlendirilir, daha sonra ailenin değerlendirilmesine geçilir. Tedavi sadece konuşma üzerine odaklanmaz. Arkadaş ilişkileri okul hayatı, iş hayatı, aile ilişkileri üzerinde durulur. Bu alanlardaki problemler zorluklar ve çözümleri üzerine odaklanır. Çocuğun ve ailenin incelenmesi ile iyileşmenin ne düzeyde olacağı konusunda ip uçları elde edilebilir. Ana-baba tutumları önemli ölçüde yanlış değilse, çocukta korkaklık, güvensizlik gibi ek belirtiler yoksa, kekemeliğin geçme olasılığı daha yüksektir. Birde, kekemelikten sonraki tutumların konuşma bozukluğunu yerleştirici ve pekiştirici nitelikte olmaması gerekir.

Bir Yorum Bırakın